Almanya Türk’lerin en çok fikir sahibi olduğu ülkelerin başında geliyordur şüphesiz. Mutlaka herkesin Almanya’da bir tanıdığı vardır ve anlatılanlar hep bir merak uyandırır. Gerçekten bir şehir nasıl bu kadar düzenli olabilir? Sanayisi gerçekten nasıl bu kadar gelişmiştir? Almanya’yı görme şansımız da ancak 2018 Aralık ayında olabildi. Hem de en güzel şehirlerinden birisi olan Berlin ile başladı. Bu yazımızda da Berlin gezi rehberini/ gezilecek yerleri toparladık.
Kısa kısa Berlin
Berlin’in doğası tam anlamıyla mükemmeldi. Berlin gezimizde en çok aklımıza yer edecek tarafının insanlarla doğanın uyum içinde yaşaması olacağını gitmeden önce tahmin etmezdik. Tabii ki bizim kadar hoyratça doğayı tahrip etmediklerini biliyorduk ama doğanın içerisinde hiç sırıtmayan bir kent yapabilmeleri takdire şayan.
Şehrin her tarafından nehirler geçiyor ve bu nehirler Türkiye’de olduğu gibi üzeri betonla kapatılarak görünmeyecek hale getirilmemiş. Tam tersine her yere köprüler yapılıp hayatı olumsuz etkilemesinin önüne geçilerek aynı zamanda bu görselliğin bozulması da engellenmiş. Berlin’de irili ufaklı 30.000’e yakın köprü bulunmaktadır.
Berlin insanı bayağı yavaş hareket ediyordu. Yani arabaların daha sarı ışığı gördükleri anda duruyor olması gerçekten garip, tabii bize göre. 🙂 Karşı karşıya gelindiğinde herkesin birbirine yol vermesi, kimsenin 30 km hızın üzerine çıkmaması, çıkmaz sokaklarda bile birisi girer de manevra yapar diye son sıraya araç park edilmemesi gibi durumlar, bizim gibi kaos içinde büyümüş insanlara biraz fazla geliyor diyebiliriz. İçimizdeki o koşturma, rekabet, yetişme içgüdüleri ancak aylarca burada kalarak tedavi edilebilir.
Berlin tarihi dokusunu tamamıyla korumuş. Napolyon’dan başlayarak Hitler’e kadar ve sonrasında da Doğu, Batı Almanya’ya uzanan tarihini gezerken fazlasıyla hissediyorsunuz.
Berlin’e Ne Zaman Gidilir?
Berlin’in doğası çok güzel olduğu ve soğuk bir iklimi olduğu için kış aylarını tercih etmemenizi öneririz. Ağaçlar yeşilken doğa kendisini daha güzel gösteriyor. Bizim gibi hem kalabalığa denk gelmeyip hem de fazla soğuklara kalmadan gezmek isterseniz siz de sonbaharı tercih edebilirsiniz. Hem noel pazarlarının renkli halleri, hem ağaçların yaprak döktüğü zamanlarda kentin büründüğü rengin kendisini daha bir iyi göstermesi hem de biraz üşüdükten sonra içilen bir sıcak şarabın tadını da yazın kesinlikle çıkartamazsınız. Biz ise deniz tatili imkanı olmadığı sürece bir kente sonbahar veya kışın seyahat etmeyi önemsemeyiz
Berlin Pahalı mı?
Berlin’de korktuğumuz şey çok pahalı olacağıydı. Fakat tam tersi her şey Türkiye’den uygundu. Yani TL’ye çevirdiğiniz takdirde uygundu. Burada 20 TL’ye aldığınız bir ürün orada 2-2.5 Euro. Yani 6 ile çarptığınızda yine uygun. Gıda, kozmetik, tekstil vb. ürünlerin tamamı daha uygun. Almanya’daki insanların bize kıyasla aldıkları maaşları düşününce refah seviyesi hakikaten çok yüksek diyebiliriz.
Berlin Konaklama
Berlin otelleri tek kelimeyle birbirinden güzel. Tabii herşey bütçeye göre. En etkilendiğimizden başlayalım;
Dev Akvaryum ve Şehrin Merkezi : Radisson Blu Hotel
Mükemmel Konum Makul Fiyat : Steigenberger Hotel Berlin
Atatürk’ün Kaldığı Otelde Kalmak : Hotel Adlon
Diğer Tüm Seçenekler İçin; Berlin Otelleri
Berlin Gezilecek Yerler
Berlin gezilecek yerler bakımından çok zengin. Doğasına, mutfağına, sanatına ve tarihine ayrı ayrı turlar düzenlenebilir. Biz ağırlıklı olarak tarihi ve kültürel yapısına yönelik bir seyahat düzenledik. Tekrar gelirsek müze ve doğa turu olarak planlama yapabiliriz.
Berlin Duvarı – East Side Gallery
2.Dünya Savaşı bitmiş, Almanya ülkeler arasında bölüşülmüştü. Bu bölünmüşlük yönetim şekillerine de yansımıştı. Doğu’da Komünist rejim Batı Almanya’da ise Federal Cumhuriyet. 1952 yılından 1961 yılına kadar Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya bir çok insan kaçmıştır. Bu kaçışları önlemek için Doğu Almanya duvar örmeye karar vermiştir. Kaçışların büyük çoğunluğu Berlin’de gerçekleştiği için duvar 13 Ağustos 1961 senesinde Berlin’de örülmüştür. O günden 1991 senesine kadar yaklaşık 30 sene Doğu ve Batı Almanya sınırı Berlin’de bu duvar ile sağlanmıştır. Bahsettiğimiz tarihler günümüze çok yakın dönemler olduğu için insanı daha da derinden etkiliyor.
Günümüzde Berlin Duvarı’nın yaklaşık 1 km’lik bölümü yıkılmadan olduğu gibi duruyor. East Side Gallery olarak sergilenen bu kısmının üzerinde bir çok resim, karikatür ve grafiti sergileniyor. Hem dünya tarihi için çok önemli bir duvar olmasından hem de sergideki görsellerin çok güzel ve anlamlı olmasından dolayı Berlin gezilecek yerlerin en başında yer alıyor.
Checkpoint Charlie
Berlin duvarının bazı yerlerinden geçiş kapıları bulunuyormuş. A kapısı, B kapısı ve C kapısı gibi. Kelimelerde harfleri nasıl kodluyorsak kapıların harfleri de kodlanıyormuş. A kapısı “Alpha Kapısı”, B kapısı “Bravo kapısı”, C kapısı yani “Charlie kapısı”. C kapısı, Charlie kontrol noktası büyükelçiler, yabancılar veya müttefik askerler tarafından kullanılıyormuş. Biraz daha üst düzey kişiler tarafından kullanılıyor olmasından dolayıdır ki günümüzde turistik olarak sadece bu kapı bırakılmış.
Kapıda o dönemin üniformalarıyla askerler sanki halen geçiş varmışcasına rol yapıyorlar. Dileyenler ücret karşılığında o dönemin asker giysilerinden giyerek ve eline Amerikan bayrağı alarak fotoğraf çektirebiliyor.
Branderburg Kapısı
1700’lü yılların sonlarında yapılmıştır ve 6 giriş-çıkış kapısına sahiptir. En ortadaki kapı kraliyet aileleri tarafından kullanılırken en kenardaki kapılar da halk tarafından kullanılıyormuş.
2. Dünya savaşı sırasında kapı oldukça tahrip olsa da yıkılmamış ve yeniden restore edilmiştir. Doğu ve Batı Berlin sınırına yakın bu kapıyı mutlaka ziyaret edin. Berlin’de en kalabalık noktalardan birisidir. Güzel bir fotoğraf çekmek için sakin bir saatte gelmeye özen gösterebilirsiniz.
Hitler’in Sığınağı – Führerbunker
Hitler’in 16 Ocak 1945’te Sovyet Rusya’nın Almanya’ya çok yaklaşmasıyla yerleştiği sığınaktır. Savaşın son zamanlarını burada yönetmiş, kurmaylarıyla burada toplantılar yapmıştır. Eşi ve çocukları da burada onunla birlikte yaşamışlardır.
30 Nisan günü savaşın kaybedildiği ve 1-2 gün içerisinde teslim olunacağı kesinleşmesiyle birlikte Hitler kendini vurarak intihar etti. Eşi Eva Braun ise siyanür içerek kendini zehirledi.
Yine yakın döneme ait dünyanın kaderini bu kadar çok etkileyen sığınak ilgi duyanlar için oldukça merak uyandırıyor. Giriş 12 Euro.
Zafer Sütunu – Zafer Anıtı
Napolyon’un aldığı zaferlerden dolayı her katına yendiği ülkenin toplarını koyarak yaptığı anıt. Girişinde bir çok ülkede yer alan anıtların tarihini anlatan bir müze var. Müzeyi bitirince isteyenler için tepeye doğru uzanan yorucu bir merdiven parkuru var. Çıkınca ise gördüğünüz manzaraya değiyor. Sağı ve solu alabildiğince ağaçlık olan uzunca bir yol ve yolun bitiminde ise tüm görkemiyle Branderburg Kapısı ve Berlin..
Glienicke Köprüsü – Casuslar Köprüsü
Glienicke Köprüsü Berlin ve Postdam şehirlerini birbirine bağlayan köprüdür. Fakat bu köprünün tarihte çok önemli bir yeri var. Köprü, Sovyet Rusya ve Doğu bloğu ile Batılı devletlerin ellerinde bulunan tutsakların muadilleriyle değiş tokuş yapılması için kullanılmıştır. Hem Berlin’de kolay erişilebilir bir noktada bulunması hem de güvenliğin 2 taraf için de kolay sağlanması bu köprünün seçilmesinde etkili olmuştur.
Tom Hanks’in başrolünü oynadığı “Bridge os Spies” filmi bu köprüde casus değişimi ile sonlanan bir hikayeyi konu almaktadır. Filmin köprü sahnesi orjinal yerinde çekilmiştir.
Berlin Adalet Bakanlığı- Stauffenberg’in idam edildiği yer
Tarihte Adolf Hitler’e yönelik bir çok suikast girişimi olmuştur. Bunların çok azı gerçekten sonuca yaklaşmıştır. Stauffenberg en çok yaklaşan suikast girişiminin planlayıcısıdır. Kendisi Hitler’in en yakınındaki generallerdendi. Berlin Adatet Bakanlığı bahçesinde ise idam edilmiştir. Bugün idam ediliği yer bir anıt olarak ziyarete açıktır.
Yahudi Anıtı
Almanya’da öldürülen Yahudi’ler için yapılmış binlerce sütundan oluşan anıttır. 19.000 metrekarelik bir alanda 2.711 adet beton blok bulunmaktadır.
Alexanderplatz
Alexanderplatz meydanın Berlin’in en popüler meydanlarından birisidir. Civarında çok sayıda alışveriş merkezi ve yeme içme mekanları bulunmaktadır. Özellikle kış aylarında giderseniz meydanda kurulan noel pazarları çok renkli ve keyifli görünüyor.
Müze adası/ Museum Island
Berlin’in merkezi Mitte bölgesindeki Spree nehrinde bulunan bir adanın kuzey yarısının adıdır. Berlin Devlet Müzeleri’nin bir parçası olan uluslararası düzeyde önemli müzelerin bir arada bulunduğu bir alandır. 1999 yılında, UNESCO Dünya Miras Alanları listesine eklenmiştir. İçerisinde bulunan müzeler ise; The Altes Museum, The Neues Museum, The Bode Museum, The Alte Nationalgalerie, The Pergamon Museum ve Berlin Kathedrali
Postdamerplatz
Posrdamerplatz meydanı ise sonradan inşa edilen modern mimari yapıların yer aldığı bir meydandır. Eğer yolunuz düşerse bu meydanı da görebilirsiniz, civarda yeme içme, alışveriş dışından gezilecek fazla bir şey yok.