Amasra Gezi Rehberi | Rota Nereye?

Yıllar önce gelmiştim Amasra şehrine. 5 gün burada kalmıştım. Girmediğim kahvehane, gitmediğim köy kalmamıştı. Geliş nedenim üniversite yıllarımda Amasra’da yapılması planlanan termik santrali için saha araştırması yapmaktı. Tek tek insanlarla yaptığım yüz yüze görüşmelerde insanların acıları yüreğime kazınmıştı. Her anket yaptığım kişi termik santralin bu doğal cenneti bitireceğini söylüyordu. Tarımla uğraşanların kimisi fındıklarının asit yağmurlarından dolayı yok olacağını, kimisi ise çaylarının tükeneceğini söylüyordu. Balıkçılar ise balıkçılığın biteceğini söylüyorlardı. Köylerde ise devletin özelleştirdiği kömür madeni ocaklarında işçilere iyi davranılmadığı, haklarının korunmadığı ve ücretlerinin çok düşük olduğu anlatılıyordu. Bazı kişilerin, özelleştirilen maden işletmeci firmalarının çalışmaları yüzünden evleri hasar görmüştü. Hatta termik santral firması bir köyün suyunu kesmiş, köy günlerce susuz kalmış.. Firma işletmecisi ile konuştuğumda da şu sözleri sarf etmişti; “5-10.000 tane köylü için bu kadar önemli bir proje iptal mi edilir. İsteseler de istemeseler de yapacağız. Onlar köylerini terk etsin.” Bu genç yaşta 5 günlük iş için gittiğim Amasra’da hayata dair çok fazla şey öğrenmiştim. Sosyal medyadan ve haberlerden sürekli Amasra haberlerine bakarak bir gelişme var mı diye her an takip etmişimdir. Yıllar sonra buraya eşimin doğum gününde tekrar gelmek beni gerçekten çok duygulandırdı.

Amasra Genel

Amasra gerçekten bir şehrin güzel olmasını gerektirecek her şeyi barındırıyor.
Yapraklarının renkleri Karadeniz’in hırçınlığını barındırdığı gibi şehrin düzeni ve insanlarının sevecenliği kendinizi buraya ait hissetmenizi sağlıyor.
Kemere Köprüsünden geçerken insan kendisini tarihin içinde hissediyor.
Sahilden geçerken dalgalar duvarlara sertçe çarpınca insanın içinde bir ürperti oluyor.
Çarşısında dolaşırken temiz yüzlü insanlardan alışveriş yaparak huzur buluyor insan.
Mezgitin en kralı buradaki balıkçılarda yeniyor.
Sabah erkenden kalkınca şehrin sokakları huzurlu bir şekilde saatlerce yürünebilir fakat biraz dolaştıktan sonra insanı titreten sabah soğuğu bir an evvel yorganın altına tekrar dönme isteği de uyandırıyor.
Sahildeki Barış Akarsu heykelini görünce “Vay be bu kadar küçük bir kasabadan böyle bir sanatçı çıkmış.” diye düşünüyor insan.
Amasra tarihine bakınca da bu kadar imparatorluk buradan nasıl geçmiş diye düşünülüyor.
Bu şehre gelirken de dönerken de Mengen’de yenilen yemekler yolculuğa ayrı bir keyif katıyor.
Ne diyelim umarız yok edilmeden herkes bir fırsat bulup mutlaka gidebilir Amasra’ya. Tavsiye almak isteyen herkes bize yazabilir.

Amasra Tarihi

Amasra 13. yy’da Cenevizliler tarafından ele geçirilmiştir. Sonrasında Fatih Sultan Mehmet 1460 yılında burayı Osmanlı İmparatorluğu’na dahil etmiştir. Şehri fethettiğinde Fatih Sultan Mehmet Amasra’ya “Çeşm-i Cihan” yani dünyanın göz bebeği demiştir. Amasra seyahatinizde sahildeki müzede Amasra tarihine ait detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Amasra Ulaşım

Amasra araç ile İstanbul’a yaklaşık 440 km civarında mesafede ve molasız 5 saatte varılıyor. Bolu yolundan giderken Gerede ilçesine gelmeden önce Mengen’e doğru sapmak gerekiyor. Buraya kadar Tem’den ulaşım olduğu için daha hızlı gidilebilir. Fakat Mengen yoluna saptıktan sonra yol otoban olmadığı için hız biraz düşüyor. Bu da ulaşım süresini arttırıyor. Araçsız gelecekler için birçok otobüs firmasının Bartın-Amasra seferleri de mevcut.

Nerede Konakladık?

Amasra’da hafta sonu bir gece Işıkaltın Otel’de konakladık. Otelin özellikle konumunu, odamızın manzarasını ve personellerini çok beğendik. Sabah kahvaltısı da çeşidi bol ve lezzetliydi.

Fotoğraf Kaynak: http://www.isikaltinotel.com/

Amasra’da Neler Yapılır?

1- Kemere Köprüsü’nden geçilir. Doyamazsanız tekrar tekrar geçilir.

Roma döneminde yapılmış olan köprü günümüzde Somagir ve Boztepe mahallelerini birbirine bağlıyor.

2-Boztepe Mahallesinde “Ağlayan Ağaç” diye adlandırılan tepeden Amasra Seyri yapılır.

Yine Kemere köprüsünden geçerek Boztepe mahallesine ulaşabilir buradan da hem Amasra’yı hem de Tavşan Adası’nı seyredebilirsiniz.

3-Amasra Müzesine gidilir.

Amasra’da bulunan tek müze Amasra müzesi. Burada Amasra tarihine ve kültürüne yönelik çok güzel kalıntılara ve eserlere rastlıyorsunuz. Müze içeriği gayet dolu ve hiç sıkılmadan gezebilirsiniz, giriş ücretsiz.

4-Çekiciler Çarşısında Ahşap Hediyelik Eşyalar Alınır.

Amasra ahşap hediyelik eşyaları ile meşhur. Çekiciler çarşısında aklınıza gelen her türlü ahşap ürünü bulmanız mümkün. Fiyatlar gerçekten uygun. Şimşir kaşıklar, nihale, baston ve daha neler neler var. Bu şirin çarşıda keyifli bir alışveriş yapabilirsiniz.

5-Amasra Halk Pazarı

Amasra’lı kadınların kendi tarkla ve bahçelerinden getirdikleri köy ürünlerinin satıldığı ufak bir pazar burası. Köy yumurtası, manda peyniri, ıhlamur, ceviz, dağ çileği gibi bir çok doğal ürünü satın alabilirsiniz. Pazarcı kadınlar çok tatlılar sadece tezgahlarının önünden geçerken biraz ısrarcı davranıyorlar 🙂

6-Fatih Camii görülür.

9. yy’da Bizans tarafından kilise olarak inşa edilmiş fakat Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra camiye çevrilmiştir.

7-Amasra Kalesi’ne Çıkılır.

Kemere köprüsüne gelmeden sağ tarafta Amasra Kalesi tabelasını göreceksiniz. Ufak bir yokuş çıkarak Bizans döneminden kalmış bu kaleye ulaşabilirsiniz. Kaleden Amasra’yı kuş bakışı olarak görebilirsiniz. Kalenin en tepesinde Atatürk silueti var ve akşamları ışıklandırılıyor.

8-Küçük Kilise-Şapel görülür.

Amasra kalesinin içinde ilerlerken Bizans Döneminden kalma bu ufak kiliseyi de ziyaret edebilirsiniz.

9-Yaz dönemlerinde güzel plajlarında denize girilir.

Bu gezimizin sonbahara denk gelmesi sebebiyle denizinde yüzmeyi henüz deneyimleyemedik. Fakat denizinin çok temiz ve güzel olduğu bu mevsimde bile kendini belli ediyordu.

10- Mutlaka balıkçılarda Mezgit veya Barbun yenir.

Amasra’nın balığı gerçekten çok lezzetli. Genellikle Karadeniz mezgit, barbun ve istavrit satılıyor. Akşam yemeği için önerilerde ilk sıralarda yer alan iki mekan var. Bunlardan birisi Mustafa’nın Yeri, diğeri ise Çeşm-i Cihan restoran. Biz Çeşm-i Cihan’da akşam yemeğimizi yedik. Fiyatlar ortalama ve yemekleri lezzetliydi.